Gözdeki iris, siliyer cisim ve koroid adı ile bilinen dokulara topluca üvea adı verilir. Gözü besleyen damarların çoğu üveada bulunur. Bu dokulardan birinin ya da birkaçının iltihaplanması sonucu ortaya çıkan klinik tabloya üveit (üvea iltihabı) adı verilir. Üveitler etkilenen dokulara, iltihabın sebebine ve kronik (6 haftadan uzun süren) ya da akut (kısa süreli) oluşlarına göre sınıflandırılırlar. İris ve siliyer cismi etkileyen iltihaplar ön üveit olarak adlandırılırlar. Bu aynı zamanda en sık görülen üveit tipidir. Ara (intermediyer) üveitte siliyer cisim ve vitreus jeli birlikte etkilenir. Arka üveit ise retina, koroid ve optik siniri içine alan iltihap anlamına gelir. Panüveit gözün hem ön, hem de arka kısmındaki dokuların tümüyle iltihaplandığı, ciddi hastalık tablosunu tarif eder.
En sık üveit sebepleri arasında romatolojik hastalıklar ve vücut genelini etkileyen enfeksiyonlar gösterilebilir. Üveitin eşlik ettiği romatolojik hastalıklar arasında Behçet hastalığı, sarkoidoz, ankilozan spondilit, Reiter sendromu, ülseratif kolit sayılabilir. Tüberküloz, sifiliz, toksoplazma ve kandida mantar enfeksiyonları da üveite yol açabilmektedir. Bununla birlikte üveit hastalarının çoğunda kesin bir neden bulunamamakta, bunlar idiyopatik (sebebi bilinmeyen) üveit olarak adlandırılmaktadır.
Üveit genellikle 20-50 yaşlar arasındaki kişilerde görülmektedir.
Belirtiler:
Ön, ara ve arka üveitler farklı belirtilerle ortaya çıkarlar.
Ön üveitler genellikle ışığa karşı aşırı hassasiyet, bulanık görme, göz ve iris çevresinde kanlanma, değişken şiddette olabilen, fakat çoğu kez ciddi seyreden göz ağrısı, göz bebeğinde küçülme, gözde yaşarma ve yüksek göz içi basıncı ile genellikle tek gözde ortaya çıkarlar.
Ara üveitler genellikle daha sessiz ve sakin seyirlidir. Belirtileri gözde uçuşmalar ve bulanık görmedir.
Arka üveitler bulanık görme ve göz ağrısı şikayetlerine neden olabilirler.
Panüveitler yukarıda bahsi geçen belirtilerin hepsine, birine ya da birkaçına neden olabilir.
Tanı:
Üveit tanısı detaylı bir göz muayenesi ile konur. Hem ilk muayenede, hem de kontrol muayenelerinde görme keskinliğinin ve göz içi basınçlarının ölçümü özellikle önemlidir. Göz doktoru altta yatan sistemik bir hastalık veya enfeksiyon olasılığına karşı çeşitli kan tetkikleri ve testler isteyebilir.
Tedavi:
Üveit tedavisi etkilenen dokulara ve hastalığın şiddetine göre düzenlenir. İltihabi reaksiyonu bastırmak için genellikle steroid içeren damla ve/veya haplar önerilmektedir. Ciddi iltihabi reaksiyonları baskılamak için göz çevresine ya da göz içine enjeksiyonlar gerekebilir. Bunların yanında göz bebeğindeki yapışıklıkları önlemek için göz bebeğini büyüten damlalar ve göz içi basıncı artışlarını önlemek için çeşitli damla ya da haplar gerekebilmektedir. Daha ciddi üveitlerin tedavisinde ağızdan ya da damardan ilaç tedavisi gerekebilir.
Üveit tekrarlayabilen bir hastalıktır. Tekrarlayan ve zamanında tedavi edilmeyen üveit atakları göz dokularında geri dönüşü olmayan hasarlara, yapışıklıklara, katarakt ve glokom gibi ikincil hastalıklara yol açabilmektedir. Bu yüzden bir kez üveit geçiren hastaların üveit belirtileri konusunda bilinçlenmeleri ve bu belirtilerden biri ortaya çıktığında vakit geçirmeden göz doktoruna gitmek konusunda hassas olmaları gerekmektedir.